Tüketici Hakem Heyeti Nedir?

Tüketici Hakem Heyeti; ticari faaliyetler, tüm alışverişlerde tüketici kanunu kapsamında koruma altındadır. alıcı ve satıcılar belli sorumluluklara ve haklara sahiptir ve bu noktada ortaya çıkacak anlaşmazlıkların çözümünde kamusal otoritenin yetkilendirdiği organdır. Bu heyet, ilçe ve il Tüketici Hakem Heyeti olmak üzere iki farklı birimdir ve her birimin takip etmekle sorumlu olduğu farklı alışveriş değerleri söz konusudur. İlçe Tüketici Hakem Heyetleri, 2017 yıl itibariyle fatura değeri, 2,400TL’ye kadar olan alışverişlerden, İl Hakem Heyetleri ise fatura değeri 3,610TL’ ye kadar olan alışverişlerden sorumludur. 3,611’den itibaren alışveriş anlaşmazlıklarında başvuru merci tüketici mahkemeleri olmaktadır. Miktarlar dikkate alındında son kullanıcı alışverişlerinin neredeyse tamamının Tüketici Hakem Heyetleri tarafından ele alındığı anlaşılabilir.

tuketici-hakem-heyeti

Tüketici Hakem Heyeti Görev ve Sorumlulukları

Hukukçuların ve sektör temsilcilerinin bir araya geldiği heyetlerdir. Tüketicilerin yaptığı şikayetler, satıcı firmaların savunmaları da alınarak değerlendirilir ve karara bağlanır. Elbette bu noktada kanundan doğan haklar gözetilir ve tüketici lehine olmak koşulu ile takdir yetkisi kullanılır. Heyet kararları kanun dışı olamaz. Tüketici Kanunu kapsamında her iki tarafından da yasal hakları gözetilirken takdir hakkı sınırlı biçimde kullanılır. Her şeye rağmen taraflar Tüketici Hakem Heyeti tarafından verilen kararları bölge ticaret mahkemesine taşıyabilir. Ancak, karara yapılan itiraz, Heyet tarafından verilen kararın uygulamasını durdurmaz. Dava neticesinde ortaya çıkabilecek değişiklik nedeniyle heyet sorumlu olmayacaktır.  Ayrıca, dolandırıcılık ve benzeri adi suçlar durumunda da Tüketici Hakem Heyeti sorumlu değildir, bu durumda mağdur kişi veya firmanın doğrudan savcılık makamına başvurması ve hukuk davası açması gerekecektir. Tabii öncelikle durumunda tespiti için Tüketici Hakem Heyeti denetimi de yapılabilir. Ancak organ bu noktada herhangi bir karar vermeye yetkili değildir.

Tüketici Hakem Heyeti Başvurusu Nasıl Yapılır?

Tüketiciler, mağdur oldukları ürün veya hizmetin faturası ile birlikte, yukarıda belirtilen oranlara uygun Tüketici Hakem Heyeti birimine bizzat başvuru yapmak durumundadır. Burada mağduriyetlerini ifade eden bir dilekçe ile başvuru sürecini kolayca başlatabilmeleri mümkündür. Faturası bulunmayan ürün veya hizmetler için başvuru yapılmayacağı gibi, kanunda açıkça belirtilmiş hususlara aykırı davranan tüketicinin başvuru su da reddedilebilir. Heyet tarafından kabul edilen başvuru 15 gün içerisinde taraflara resmi yazı ile tebliğ edilir ve savunma alındıktan sonra karar verilir.

 

 

Ödeme Geçidi (Payment Gateway) Nedir?

Kredi kartı veya banka kartı kullanılarak yapılan alışverişlerde, bankalar tarafından sağlanan yüksek güvenlikli bağlantılara ödeme geçidi ismi verilmektedir.

odeme-gecidi

İnternet ortaya çıktığı günden bu yana ticaret dünyasına birçok yenilik getirmiştir ki, e-ticaret bunların en önemlilerinin başında gelir. Öyle ki, mevcut şartlar altında uluslar arası ticaretten, temel ihtiyaç maddelerinin alım satımına kadar her alanda ciddi bir e-ticaret zemini gelişmiş durumdadır ve her geçen gün e-ticaret dünyası büyümektedir. Avrupa ve Amerika ortalamalarına göre toplam alışveriş hacminin yaklaşık %40’ı online olarak gerçekleşmektedir ki, bu oranın dramatik biçimde artması beklenmektedir. Ülkemizde de bu oran %30 civarına ulaşmış durumdadır. Elbette online alışveriş yapılırken en önemli hususların başında ödeme gelir ki, sanal ödeme yöntemlerinin kullanılması zorunluluğu nedeniyle bankalar ile alışveriş taraflarının irtibatının sağlanması gereklidir. Bankalar tarafından sağlanan yüksek güvenlikli ödeme geçidi bağlantılarının bir süreci vardır. Site üzerinde gerçekleşmeyen bu süreç, izlenemez ve site yönetimi tarafından dahi görülemez. Banka ile satın alımı yapan kart sahibi arasında gerçekleşen süreç sonrasında siteye ödemenin alındığı bilgisi dışında hiçbir bilgi iletilmez ve bu sayede kart sahibinin tüm bilgileri mükemmel biçimde korunur.

Ödeme Geçidi Nasıl Kurulur?

Ödeme geçidi ara birimleri site sahipleri tarafından sağlanan yazılımın banka sistemi ile entegre edilmesi ile kurulabilir. Sitenin yüksek güvenilirlikli bir SSL sertifikasına sahip olması ve sitenin kurulduğu sunucunun güvenlik duvarının var olması gereklidir. Bankalar tarafından test edilecek bu sistemin ödeme geçidi sistemine uygun olup olmadığı, yine banka tarafından onaylanır. Banka yeterli koşulları sağlamayan siteye ödeme geçidi tahsis etmeyebilir.

Buradan da anlaşılacağı gibi, e-ticaret platformlarına ödeme geçidi kurabilmek için ciddi bir altyapıya sahip olmak gereklidir. Güvenlik bakımından olduğu kadar, erişebilirlik bakımından da yeterli niteliklere sahip olmayan siteler ödeme geçidi kullanamazlar. Yazılım ve donanım boyutunca ciddi maliyetleri gerektiren bu işlemler birer seçenek değil, zorunluluktur.

Tabi sitelerini kendileri inşa etmek yerine Kobisi sistemi gibi sistemleri tercih eden site sahipleri tüm bu sorumlulukları doğrudan karşılamış olurlar. Zira bu hazır sistem üzerinde ödeme geçidi dahil olmak üzere tüm bankaların tam entegrasyonu bulunmaktadır ki, bu sayede hiçbir ek maliyete katlanmadan ve herhangi bir işleme gerek kalmadan sistemi kullanmaya hemen başlanabilmesi mümkün olmaktadır. En üst düzeyde güvenlik protokolleri ile korunan sistem, sizi pek çok yükten tek bir hamle ile kurtarır.

Kaynak Kodu nedir?

Web siteleri birer yazılımdır. Asp veya PHP altyapısı ile yazılabilen bu yazılımların html biçimli kaynak kodları bulunur. Kaynak kodları her hangi bir yazılımın, makine diline dönüştürülüp işlenip yorumlanmasından önce insanların okuyup üzerinde çalışabildikleri kodlardır. Bu kodlar evrensel bir dili ifade eder ve internet verilerinin genelinde bu dil hakimdir. Hyper Text Markup Language tanımının kısaltması olan HTML metinler, Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) üzerinden yayımlanır. HTML kaynakların çözümlemesi ise web tarayıcılar ile yapılır. Normal koşullarda uzun kodlar biçiminde görüntülenen HTML belgeleri, tarayıcılar tarafından görsel olarak dönüştürülür. Bizim tarayıcıda gördüğümüz görsel yapının ortaya çıkmasını sağlayan bu HTML altyapıya Kaynak kodu denir. Ancak kaynak kodlar tek başlarına sitelerin ortaya çıkmasını elbette sağlamaz. Bu kodlar birer yol haritası olarak tarayıcının hangi unsurları kullanarak siteyi görüntüleyeceğini gösterir. Ayrıca modern sitelerde kaynak kodları dinamiktir ve birçok farklı kaynağın ilgili sayfanın parametreleri ile kompoze edilmesi ile oluşturulur.

Kaynak Kodu Ne İşe Yarar?

Dinamik web sitelerinde kaynak kodu esasında birçok şeyi göstermez. Aynı zamanda bir güvenlik protokolü de olduğundan, kaynak kod çoğu zaman sistem yöneticileri dışındaki kullanıcılar tarafından tam anlamıyla görüntülenemez.  Daha doğrusu, web tarayıcının üzerinden görüntülenecek kaynak kodu site hakkında tüm veriyi ifade etmez. Oldukça karmaşık bir algoritma söz konusudur ve aslında veri bambaşka kaynaklarda yer alıyor olabilir. Kaynak kodda yer alan stil sayfa adresleri ve biçimlendirme sayfalarının adresleri tarayıcı tarafından ekrana yansıtılırken, bu kaynağın nereden alındığı tespit edilemeyebilir. Ancak kaynak kodları üzerinde, sitenin kodlama dili, meta kelimeleri, sayfa yapısı ve diğer genel bilgileri yer alır.

Kaynak Kodu Nasıl Bulunur?

Tarayıcıya sağ tuşla tıklandığında “sayfa kaynağını görüntüle” sekmesinden erişilebilecek bu metin HTML formatlıdır ve veri tabanı sunucusu tarafından bu forma dönüştürülerek iletilir. Doğal olarak kodun orijinali aslında bu değildir. Örneğin bir web sitesinin index.php sayfası, onlarca farklı sayfayı çağırıyor ve bu sayfalardan aldığı verileri görüntülüyor olabilir. Maalesef kaynak kodunda bu sayfalara erişebilmek mümkün olmayacak, yalnızca veri tabanı sunucusu tarafından izin verilen bilgiler görüntülenebilecektir. Buna karşılık, sitenin kullanıcılar tarafından görüntülenmesi istenen kısmı, kaynak kodun tarayıcıya sunduğu bilgilerle çekilebilir. Kaynak kod, yazılım dilinin internet diline dönüştürülmüş halidir ve üretilen bu kodlarla yayınlanır. Güvenlik prosedürlerin bağlı olarak çok karmaşık kaynak kodlara rastlayabileceğiniz gibi, kimi zaman neredeyse hiçbir veri içermiyormuş gibi görünen kodlara da erişebilirsiniz. Kaynak kodların uzman olmayan kişilerce analiz edilebilmesi oldukça güçtür.

Açık Kaynak Kodu nedir?

Kaynak kodları belli bir ölçüye göre diğer kullanıcılara veya geliştiricilere açılmışsa, onlar tarafından incelenebilir. Örneğin bir yazılımcı bir program meydana getirip kaynak kodlarıyla birlikte yayınlarsa diğer geliştiriciler programın sorunlarını saptayabilir, programa ekstradan özellikler ekleyebilir ve programı farklı şekillere sokarak bambaşka yazılımlar meydana getirebilirler.

 

Google Webmaster Tools Nedir?

Search Console olarak da bilinen Google Webmaster Tools sitenizin arama performansını izlemenizi sağlar. Sitenizle ilgili bir şeyler yanlış gidiyorsa Google sunmuş olduğu sıkça karşılaşılan sorunlar listeleri, destek dokümanları veya test araçlarımızı kullanarak hızlı bir şekilde yardım almanızı sağlar. Kullanıcıların çok beğeneceği ve arama sonuçlarında iyi bir şekilde yer alan bir site yapmanız konusunda sizi yönlendirir.

İnternet sitelerinin görünürlüğünü, farklı mecralarda site linklerinin yayımlanıyor olması ve elbette arama motorlarında görüntülenmeleri ile mümkündür. Esasında mevcut koşullarda bir site Google üzerinde ne kadar ön sıralarda görüntüleniyorsa, potansiyel müşterilerine erişme ihtimali o oranda mümkündür. Elbette arama motoru üzerinde görüntülenebilmek için belli standartlara sahip olmak gerekir ki, arama motoru optimizasyonu olarak tanımlanan bu parametrelerin takip edilmesi ve düzenli olarak iyileştirilmeleri gerekir.

Arama Motoru Optimizasyonu parametreleri, başlıca;

  • Site erişilebilirliği
  • Harici bağlantı durumu
  • İç bağlantı durumu
  • Anahtar kelime yapılandırması
  • Site haritası durumu

Şeklindedir. Ayrıca google, Google Webmaster Tools (Google Web Yöneticileri) üzerinde pek çok farklı değerlendirme kriteri de sunar. Örneğin, kötü niyetli kişilerin saldırısına uğrama durumunda, sistem yöneticiyi derhal uyarır ve sitenin güvenliğinin artırılmasını ister. Aynı şekilde kod hataları, yapılandırma hataları ve içerik hataları da Google Webmaster Tools üzerinden denetlenebilir. Elbette bu denetimler farklı kaynaklar üzerinden de yapılabilir. Ancak, Google’ın kendi sistemi üzerindeki etkinliklerinizi denetleyebilmeniz için ilk elden sunduğu bu sistem, en verimli ve tamamen ücretsiz alt yapı olarak kabul edilir.

Google Web Yöneticileri, Search Console ve Google Test Araçları

İstatistikler ve Google Webmaster Tools

Google, site sahiplerine Google Webmaster Tools haricinde, Analytics sistemi üzerinden düzenli istatistik tutma imkanı da tanır. Dilerseniz iki sistemi birbirine entegre ederek gerçek zamanlı verilerin Google Webmaster Tools içerisindeki değerlendirme araçlarını tetiklemesini de sağlayabilirsiniz. Bu sayede çok daha gerçekçi sonuçlara ulaşmak mümkün olmaktadır.

Google Webmaster Tools Kullanmak Gerekli midir?

Google Webmaster Tools, yalnızca bir analiz platformu değildir. Aynı zamanda verilerin girişi noktasında Google kaynaklarını yönlendirmeniz de bu sistem üzerinde mümkün olmaktadır. Örneğin, sitenizin site haritasını bu sisteme tanıtarak, robotun sitenize çok daha çabuk ulaşmasını sağlayabilir, zararlı gelen bağlantıların engellenmesi için sisteme talimat vererek arama motoru optimizasyonu skorunuzu yükseltebilirsiniz.

Her ne kadar Google Webmaster Tools kullanılması zorunlu olmayan bir uygulama olsa da, sitelerin Google etkinliklerini en üst seviyeye taşımak için bu sistemi kullanmaları gereklidir. Aynı yapı, arama motoru sektörünün diğer oyuncuları, Bing ve Yandex için de söz konusudur. Ancak, hali hazırda mutlak hakimiyetin Google’ın elinde olması nedeniyle bu sistemler daha az tercih edilir.

Google Ürünleri, Araçları ve Test Araçları

  1. Yapısal Veri Test Aracı: Google’ın yapısal veri işaretlemenizi doğru bir şekilde ayrıştırabildiğinden ve arama sonuçlarında görüntüleyebildiğinden emin olmanızı sağlar.
  2. Yapısal Veri İşaretleme Yardımcısı : Yapısal veri işaretlemeyi HTML’nize eklemeye nasıl başlayacağınız konusunda yönlendirmeler yapar.
  3. E-posta Biçimlendirme Test Aracı : HTML biçimli bir e-postanın yapılandırılmış veri içeriğini doğrulamanızı sağlar.
  4. Google Benim İşletmem : İşletmenizin ücretsiz olarak Google Arama’da, Haritalar’da ve Google+’da harika görünürlüğünü sağlamaya yarayan araç.
  5. Google Merchant Center : Ürün verilerinizi Google’a yükleyebileceğiniz, bunların Google Product Search’te ve diğer Google hizmetlerinde kullanılabilir olmasını sağlayabileceğiniz yer.
  6. PageSpeed Insights : Web sayfalarınızın tüm cihazlarda nasıl daha hızlı olmasını sağlayacağınızı öğrenmek için kullanılır.
  7. Özel Arama : Kendi web siteniz için özelleştirilmiş bir arama deneyimi oluşturmak üzere Google’ın sunduğu bir araçtır.
  8. Google Alan Adları : Alan adınızı google dan alıp sitenizi oluşturmanızı sağlar.
  9. Web Yöneticisi Akademisi : Değerli içerik sunan harika bir web sitesi oluşturmanız konusunda yönlendirmelerden bulunan araçtır.
  10. Google AdWords : İşletmenizin Google’da reklamını yapmanızı sağlayan aracıdır.

 

Click Through Rate (CTR) Nedir?

Click Through Rate (CTR), tıklanma oranı anlamına gelmektedir. İnternette yayınlanan reklamı tıklayan kullanıcıların reklamı görüntüleyen kullanıcılara oranıdır.

CTR yani Tıklama oranı = Tıklama Sayısı / Gösterim Sayısı

Örnek: Bir televizyon reklamı ile 5000 kere gösterim yapılmış ve bu reklam 850 kere tıklanmış olsun.

Tıklama Oranı = 850 / 5000 = % 0.17

ctr-click-through-rate

Kullanıcıların tamamı sitenize girdikten sonra sizin reklamlarınıza tıklamamaktadır. CTR, belirli oranlarda gerçekleşen bu oranı açıklamaya yardımcı olmaktadır. Ne kadar çok kullanıcı reklama dengeli şekilde tıklarsa site sahibi tarafından elde edilen gelir de o kadar yüksek olmaktadır. Ancak bir siteye giren 250 kişiden 250’sinin de verilen reklama tıklaması olumlu sayılmamaktadır. Bu durumlar hile ya da reklam saldırısı olduğunu göstermektedir ve yapılan reklam anlaşması da sonlandırılabilmektedir. CTR oranı maksimum olarak % 15 kabul edilmektedir.

Tıklanma Oranı Düşükse Neler Yapılmalıdır?

  • Kullanılan anahtar kelimler çok genel olabilir, bu kelimeler yerine daha özelleşmiş anahtar kelimeler kullanılabilir.
  • Yapılan reklamlar daha ilgi çekici alanlara yerleştirilebilir yani reklamın yerleşim düzeni değiştirilebilir.
  • Verilen reklamın çeşidi ve boyutu düzenlenebilir.
  • Güncel olaylara, yapılan indirimlere vs. bağlı olarak değişebilir.
  • Reklam ağı değiştirilebilir. Hangi ağda reklam yayınladığınıza bağlı olarak değişmektedir.
  • Yapılan reklamın konumu düşük olabilir.

Reklam Konumu

Arama sonuçlarında bir başka reklamın sizin reklamınızın üzerinde olması durumudur. Reklam sıralamanız, reklam açık arttırması yöntemiyle belirlenir. Reklam sıralamanız, vermiş olduğunuz teklife, teklif süresine, reklam ile alakanıza (Bu faktör arama sayfasından açılış sayfasına kadar tüm deneyimi birleştirmektedir), uzantılarınıza vb. etkenlere yani kalite puanına bağlıdır.

Reklam kalitesini arttırarak, teklifinizi arttırarak ve açılış sayfa kalitesini arttırarak konumunuzu geliştirebilirsiniz.

Sonuç olarak, CTR (Click Through Rate) bir reklamın başarısını ölçmek için kullanılan etkili yöntemlerdendir. Yüksek bir tıklama oranı, site sahiplerine yardımcı olmakta ve reklam sermayesini belirleyebilmektedir.

Cost Per Action (CPA) Nedir?

CPA yani Cost Per Action, reklam verenlere eylem başına ödeme yapılan modeldir. Belirlenen eylem üyelik, ürün satışı, kayıt olma, dosya indirme ya da form doldurulması işlemi vb. herhangi bir şey olabilmektedir. Ücretlendirme sisteminde önceden belirlenen hareketler dikkate alınmaktadır.

cpa-cost-per-action

 

Cost Per Action, e-ticaret siteleri için en mantıklı reklam modellerindendir. Cost Per Action, CPS şeklinde de olabilmektedir.

CPS (Cost Per Sale) Nedir?

CPS, Satış için ödeme yapılan modeldir. İşlem gerçekleşecek olan sayfaya bir kod yerleştirilir ve tutar reklam verene iletilir. Toplam işlem üzerinden komisyon şeklinde ödeme gerçekleşir.

Genellikle, CPA (Cost Per Action) maliyetiniz CPC (Cost Per Click) maliyetinizden yüksek olacaktır. Çünkü reklama tıklayan tüm kullanıcılar satın alma işlemi yapmıyor ya da form doldurarak işlemi gerçekleştirmiyordur.

Cost Per Action reklam modelinde, belirlediğiniz eylem karşılığında ödeme yapacağınızdan diğer reklamcılık modellerine göre daha az risk taşımaktadır. Ancak satış oranının düşük olması durumunda CPA (Cost Per Action) reklam modelinde de para kaybedebilirsiniz. Bunun nedeni satış gelirlerinden elde ettiğinizden daha çok reklam için ödeme yapıyor olmanızdır. Eğer para kaybediyorsanız satışa yönelik Cost Per Action kampanyasına geçebilirsiniz.

CPA Reklam Modeli Nasıl Hesaplanır?

Cost Per Action maliyetinizi hesaplamak için gereken iki şey vardır.

  • Toplam Maliyet
  • Aksiyon Sayısı

CPA Maliyeti = Toplam Maliyet / Aksiyon Sayısı

Örnek: Bir mobilya modeli için reklam yapmayı düşünüyorsunuz. Bu reklam için 5000 TL’lik bütçe ayırdınız. Yapılan reklam sonucunda 100 adet mobilya satışı gerçekleşti.

CPA = 5000 / 100 = 50 TL

Her bir mobilya satışı için 50 TL harcanmıştır.

Cost Per Mille (CPM) Nedir?

Cost Per Mille (CPM), bin gösterim başına maliyet anlamına gelen bir dijital pazarlama terimidir. Bir web sitesinin, ziyaretçisi tarafından bir reklamı tıklama zorunluluğunun bulunmadığı pazarlama modelidir. CPM’in bir diğer ifade biçimi BGBM‘dir. BGBM modeline aşina olanlar bazen yanlışlıkla “BGBM” de “M” nin “milyon” anlamına geldiğini düşünürken, gerçekte “M” Roma sayılarındaki “bin” (1000)  rakamını sembolize etmektedir. Dolayısıyla “BGBM” kelimenin tam anlamıyla “Bin gösterim başına maliyet” anlamına gelir.

Reklam verirken CPM’i 1 TL’den anlaşmışsanız, verdiğiniz reklamın 1.000 kez gösterimi karşısında 1 TL ödeyeceksiniz demektir. Şu an Türkiye’de internet reklamcılığı kullanan bir çok web sitesi CPM modelini etkin olarak kullanmaktadır.

cpm-cost-per-mille-nedir?

CPM’in Diğer Reklam Modellerinden Farkı Nedir?

Edinme başına maliyet (EBM) ve tıklama başı maliyetin (CPC) yanı sıra CPM (Gösterim Başına Maliyet), seçilen çevrimiçi pazarlama modelinin karlılığını ve maliyet etkinliğini analiz etmenin en iyi yoludur. Radyo, televizyon veya basılı medya gibi analiz edilen ve tahmini dinleme, görüntüleme ve okur kitlesi bazında satılan diğer medya kaynaklarını sağlayan reklam verenler için geri dönüşü en takip edilebilir çevrimiçi pazarlama modelidir.

CPM, CPC ve CPA Modellerinin Farklılıkları Nelerdir?

TBM veya tıklama başına maliyet modelinde, reklam verenler yalnızca izleyicinin reklamı tıklaması durumunda ödeme yaparlar. Çoğunlukla TBM, çok özel bir ürünün niş pazarına tanıtımı için kullanılır. Benzer şekilde EBM veya edinme başı maliyet modelinde, reklam verenler yalnızca izleyicinin reklama doğrudan izlenebilen bir ürünü veya hizmeti satın aldığında ödeme yapılır. Yüksek tıklama oranına sahip olmak, izleyicinin ürününüzü veya hizmetinizi satın almasını sağlamak amacıyla EBM ve TBM için önemli bir faktördür.

CPM’de tıklama oranı CPC ve CPA’ya göre biraz farklı bir öneme sahiptir. Marka bilinci ve doğrudan mesaj vermek, bin gösterim başına maliyetli reklam kampanyalarının temel hedefidir. Ziyaretçiler reklamı tıklamasa da yüksek trafik alanındaki web sitelerinde hâlâ etkileniyor ve belirli bir mesajı tanıtıyor. Bin gösterim başına maliyet, web sitesi sahipleri için cazip bir seçenektir. Bununla birlikte, CPM oranları çok düşük olduğundan, reklam verenlerin marka bilinirliğini artırması ve maliyeti etkin bir şekilde belirli bir mesaj göndermek için de idealdir.

Cost Per Lead (CPL) Nedir?

CPL yani Cost Per Lead, e-ticaret kullanıcılarının internet reklamlarına tıklayarak, reklam verenler tarafından belirlenmiş etkinlikleri gerçekleştirmesi sonucunda ödeme yapılan metottur. Kullanıcı tarafından bilginin siteye kayıt ettirilmesine dayanır. CPL (Cost Per Lead) modeline satın alma işlemleri dahil değildir.

CPL (Cost Per Lead) Kullanım Alanları;

  • İletişim formu başına ödeme yapmak,
  • Üye başına ödeme yapmak,
  • E-bülten üyeliği vb.

cpl-cost-per-lead

Cost Per Lead modelinde, reklam verenlerin para kazanabilmesi için kullanıcıların reklam üzerinden belirlenen etkinlikleri gerçekleştirmeleri gerekir. Kullanıcılar reklam üzerinden gelerek kayıt oldukları an reklam verenler ücret ödemektedir. Kayıt işlemi gerçekleştikten sonra işlemi satışa dönüştürmek size ve satış ekibinize kalmaktadır.

CPL (Cost Per Lead) Nasıl Hesaplanır?

Cost Per Lead hesaplanırken basit bir yöntem kullanılmaktadır. Hesaplamak için bilmeniz gereken iki şey vardır.

  • Kampanya için harcanan toplam maliyet
  • Elde Edilen Dönüşüm

Maliyet = Kampanya İçin Harcanan Toplam Maliyet / Elde Edilen Dönüşüm

Örnek: Bir reklam için 800 TL harcandıysanız ve 40 tıklama aldıysanız Cost Per Lead 20 TL’dir.

Unutulmamalıdır ki, fiyat düşünülmesi gereken çok küçük bir faktördür.

C2C (Customer to Customer) Nedir?

C2C yani Customer to Customer, tüketiciler arasında yapılan bir e-ticaret modelidir. Bir müşteri başka bir müşteriye mal veya hizmeti online ya da offline olarak satmaktadır. C2C e-ticaret modelinde amaç alıcıların ve satıcıların birbirlerini bulmalarına yardımcı olmaktır. Customer to Customer e-ticaret modeline;

  • www.sahibinden.com, www.gittigidiyor.com siteler,
  • 2. el olarak satılan ürünler,
  • Açık arttırma ile ürün satmak ya da almak,
  • Evimizi, arabamızı satmak ya da başka birinden almak örnek olarak verilebilmektedir.

c2c-customer-to-customer

Son zamanlarda artan sosyal medya ve diğer çevrimiçi kanal kullanımları göz önüne alındığında bu C2C e- ticaret modeli çok önemli bir iş modeli olarak görülmektedir. Bu kanallar tüketicilere ait belirli ürünleri sergileyerek, Customer to Customer platformlarına yönelen trafiği arttırmaktadır.

C2C siteleri ve benzeri platformlar, ürünleri sergileyerek, promosyon özellikleri ekleyerek ve kredi kart işlemlerini kolaylaştıran hizmetler sunarak satıcılardan para kazanmaktadırlar.

C2C E-Ticaret Modelinin Sunduğu Avantajlar Nelerdir?

  • Satıcılar ürünlerini şahsen satmaya çalışmak yerine, ürünlerini online olarak sergileyerek alıcıların kendilerine gelmesini bekleyebilirler.
  • Alıcılar, istedikleri ürünleri bulmak için mağazalar aracılığı ile arama yapmadan, bir Customer to Customer sitesinde arama yaparak istedikleri ürünlerin çeşitlerine ulaşabilmektedirler.
  • Alıcılar aradıkları ürünleri fiyat karşılaştırması yaparak satın alma imkanı bulabilmektedirler.

Unutulmamalıdır ki, Customer to Customer e-ticaret modeli sorunsuz değildir;

  • Kredi kart ödemelerinde, bu modeli kullanan tüm platformlar güvenli değildir. Son yıllarda ödeme sistemlerinin geliştirilmesi bu sorunun ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır.
  • Kalite kontrol eksiklikleri olabilmekte, bazı satıcılar kötü ve yanlış beyan edilmiş ürünler satabilmektedir.

 

B2B (Business to Business) Nedir?

B2B (Business to Business), işletmeden işletmeye yapılan e-ticaret modülüne verilen addır. “B2B”, bir işletme ile bireysel bir tüketici arasında ticaret yapmak yerine, iki işletme arasında olan ticareti ifade eder.

B2B pazarına otomobil imalatçıları bir örnek olarak verilebilir. Lastik, hortumlar, piller ve nihai ürün için gerekli olan elektronikler – aracın birleştirilebilmesi için – çoğu zaman ayrı şirketler tarafından üretilir ve sonrasında doğrudan otomobil üreticisine satılır. Bir şirketten bir otomobil satın aldığınızda, onlarca değil, yüzlerce işletme tarafından yaratılan parçaları satın alıyorsunuz demektir. Bu kadar çok küçük işlem, bir işletmeden-tüketime büyük bir satışa neden olduğundan, Business to Business şirketleri yüksek bir satış hacmiyle karşılaşma eğilimindedir.

b2b

E-Ticaret B2B’ye Ne Katar?

İnternet, işletmelerin ürün ve hizmetler hakkında bilgi edinebilecekleri ve gelecekteki B2B işlemlerine zemin hazırlamaları için sağlam bir ortam sağlar. Şirket web siteleri, ilgili tarafların bir işletmenin ürün ve hizmetleri hakkında bilgi sahibi olmalarını ve iletişim kurmalarını sağlar. Ürün tedarik eden web siteleri , işletmelerin aramış oldukları hizmetleri ve ürünleri satın almadan önce bilgi vererek satın alma süresinin başlamasına yardımcı olmaktadır.

B2B Pazarlama Stratejisi Nasıl Yapılır?

Tüm e-ticaret modellemelerinde farklı pazarlama taktikleri kullanılır, ancak reklam, tanıtım ve tanıtım yöntemleri aynıdır. Nihai müşteri bir firma ise, tüketici dergilerinde veya televizyon ve radyo gibi genel medyada reklamlar yaparak satışları arttırmak mümkün olmaz. Pazarlama için hedef kitlenizin geçtiği sokaklar ve caddeler örneğin, sanayi yayınları, iş dergileri, ticaret fuarları ve teknoloji fuarları daha uygun olacaktır. Pazarlama mesajı değer, hizmet ve güven üzerine kurulmalıdır.

B2B ve B2C Nasıl İlişkilendirilir?

Bir firma hem Business to Business hem de Business to Customer’ı aynı anda kullanabilir. Kitap & yayıncılık bunun için iyi bir örnektir. Yazarlar kitaplarını basımdan önce yayıncılarına pazarlarlar. Hem yazar hem de kitap yayıncısı B2B ilişkisinde olur. Yayıncı, kitapları basılmakta ve çevrimiçi olarak ve perakende satış mağazalarında kitapçılara pazarlamaktadır. Bu ilişki de Business to Business’dir. Bir başka örnek de gıda sektöründedir. Gıda ürünleri tüketicilere pazarlanır, ancak marketler tarafından satılır. Hem gıda üreticisinin hem de mağazanın promosyonları nihai tüketiciye yöneliktir.